-
1 sırt çevirmek
а) не придава́ть значе́ния; пренебрега́тьб) отка́зываться, отвора́чиваться от кого-чего -
2 sırt
спина́ (ж)* * *1) спина́sırtına almak — а) взвали́ть на́ спину; б) наки́нуть на себя́
sırtında bir palto vardı — на нём бы́ло пальто́
sırtına geçirmek — наде́ть
pardösüyü sırtıma geçirdim — я наде́л на себя́ лёгкое пальто́
sırtını dayamak / vermek — а) прислоня́ться спино́й к чему; б) перен. опира́ться на кого
sırt sırta vermek — плечо́м к плечу́, в те́сном еди́нстве, вме́сте
sırtını yere getirmek — положи́ть на о́бе лопа́тки тж. перен.
atın sırtını eyer vurmuş — седло́ наби́ло / натёрло ло́шади спи́ну
2) тупа́я сторона́ ножа́ и т. п.3) гре́бень (горы, холма)4) верх, ве́рхняя часть (чего-л.)••- sırtında- sırtından atmak
- sırt çevirmek
- sırtından geçirmek
- sırtı kaşınıyor
- sırtından kazanmak
- sırtından para kazanmak
См. также в других словарях:
sırt çevirmek — 1) birine önem vermemek, iyi davranmamak 2) bir şeye önem vermemek, onu kabul etmemek, yapmamak veya sürdürmemek Batı âlemi Türkiye den vazgeçemez, bizi yalnız bırakamaz, askerî ihtiyaçlarımıza sırt çeviremez... T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırt — is., anat. 1) Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm Arabacı katırın sırtına binmiş. F. R. Atay 2) anat. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı 3) Kesici araçların kesmeyen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka çevirmek — sırt çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük